GEZGİN / TOKAT ![]() TOKAT Hey on beşli, on beşli Tokat yolları taşlı On beşliler gidiyor Kızların gözü yaşlı ![]() Bu duygulu türkü sözleri, Tokat’ın tarihini ve halk kültürünü tanımamızda yardımcı oluyor ![]() Ankara’ya 395km, Samsun’a 230km uzaklıktadır. Tarihi yapısı, dinlenceleri, kültürü ve özel yemekleriyle tanınmıştır Tokat. TARİHÇESİ Hititler, Asurlar, Huriler ve Kimmerler ve daha birçok krallığın egemenliğinde kalmıştı. Bizans-Arap savaşları sırasında Tokat Kalesi önemli rol oynamıştır. Malazgirt zaferinden sonra sırayla Danişmentliler, Selçuklular, Osmanlıların eline geçmiştir. XIX. yy.da Sivas iline bağlı bir merkez ilçe olmuş, 1918-1920 Mondros ateşkesinden sonra bağımsız bir il olarak Tokat adını almıştır. ![]() COĞRAFİ YAPISI Orta Karadeniz’in iç kısmında bulunan Tokat ili, her ne kadar Karadeniz Bölgesi’nin bir ili olarak görünüyorsa da iklim ve bitki örtüsüyle bir İç Anadolu ili görünümündedir. Samsun, Ordu, Sivas, Yozgat ve Amasya illeriyle komşu olan, Akdağ ve Çamlıbel Dağları arasında, Kelkit, Tozanlı ve Çekerek suları havzalarında, Topçam dağları eteklerinde yer alan bu il, Orta Karadeniz bölümünü İç ve Doğu Anadolu’ya bağlayan önemli yolların kavşağında bulunmaktadır. Niksar, Erbaa, Zile, Almus, Reşadiye, Artova, Turhal, Pazar, Yeşilyurt, Başçiftlik ve Sulusaray başlıca ilçeleridir. Özellikli olan birçok ilçesi vardır. Bu ilçeler ürettikleri ve elde ettikleriyle ün kazanmıştır. Örneğin; Zile pekmeziyle, Turhal şeker fabrikasıyla, Erbaa yaprağıyla tanınmaktadır. “Niksar’ın fidanları” isimli türküyü bilmeyen var mı? Bunların yanı sıra daha birçok özelliği olan ilçeleri vardır. ![]() ![]() KÜLTÜRÜ VE TARİHİ ESERLERİ
Üzerinde yaşayan medeniyetlerin hepsinden kalan izler hala görülmektedir. Bizans döneminden kalan eserler arasında en önemlisi Tokat Kalesi’dir. Ballıca Mağarası da görülmeye değer yerlerden biridir. Hiç unutamadığım yerleri Gümenek ve Bağlar isimli piknik alanlarıydı. Tokat’ın Taş Han, Hıdırlık Köprüsü, Ali Paşa Hamamı, Ali Paşa Camii, Selçuklu döneminden Sümbül Baba Zaviyesi gibi yapıları tarihi zenginliklerinin bir bölümüdür. El emeği göz nuru, Tokat beşlisi ya da Tokat beşdallısı da denilen kalıplarla el basması yazmalar, her zaman dillerde olan Tokat çarşafı tekstil kültürüne bir örnektir. “TOKAT BAŞKENT'TE” İşte bu tanıtım panosuyla açılmıştı fuar. Ben sadece hayran olmakla kalmadım. Bir de büyük heyecan ve gurur duyacağım bir şeyle karşılaştım. İlk görev yerim olan Tokat’ın fuarına girişte, bu ilk uğradığımız stantta, o yıllardan bir öğrencimi gördüm. Halk eğitim merkezi’nde öğretmenlik yapıyormuş. Ne kadar mutlu olduğumu ve gururlandığımı anlatamam. Görünüşüyle dikkati çeken bir sergi vardı ki gıda söz konusu olunca temizliği dikkatimi çekti. Temiz ve arınık ortamlarda hazırlanan et ürünlerinin sergilendiği “Asalet Et Entegre Tesisleri” gerçekten insanda güven uyandırıyordu. Etle ilgili bir başka stant vardı. Aşık Baba Bez Sucukları isimli sergiye gittiğimizde bu farklı sucuklardan göremedik. Demek ki çok ilginç ve tutulan bir çeşitti ki kalmamıştı.
Her yörede, o yöre bezi üzerine yapılan çalışmalar gibi, Tokat fuarında da tahta baskı ve oyma ile yapılmış el baskısı desenler tokat bezi üzerine de çok yakışmıştı. Bir başka yerde de tokat yazmasının en güzel örnekleri sergileniyordu. Fuarı gezmek için gittiğimizde biraz geç olmuştu. Artık sergiler toplanıyordu. Aradığım ama bulamadığım, sorduğum kişilerden erken toplandığını öğrendiğim ayrıca, resmedemediğimiz bir stant daha vardı. Ondan bahsetmeden geçemeyeceğim. Dimes meyve suları ve Diren şarap fabrikası… İşte bu stantı kaçırdığıma çok üzüldüm. Onları Tokat’ta çalıştığım süre içinde tanımıştım. Övgüyle anlatılacak bir iş yeri ve ürün diyebilirim.
İlçelerin de dikkat çeken stantları vardı. Erbaa Kültür ve Dayanışma Derneği Ankara’daki çalışmalarının tanıtımını yaparken, Erbaa gıda ürünleri bölümü ve Kültür Evi’nin hazırlayıp sunduğu yöresel görüntülerle de ayrıca ilgi topluyordu. Niksar, çeşitli besicilik ve tarım ürünlerini en güzel şekilde sunuyordu. Yine Niksar’ı temsil eden bir başka sergide farklı bir şekilde dilimlenmiş elma kuruları bulunuyordu. Aynı sergide astığı panoda yazılı olan “ekolojik bitki çayları” sözü çok ilgi topluyordu. “Tokat Ankara’da” isimli bu fuarda yalnızca Tokat değil, başka yörelerden katılan il ve ilçeler de vardı. Bunlar da yörelerine ait ürünleri sergiliyorlardı. Akhisar, zeytin ve zeytinyağlarını, Kastamonu, pirinç, bal, pekmez, tarhana, bakliyat ve sarımsağını satıyordu. Özellikle Pirinççi Hacı’nın sunduğu ürünler çok ilgi görüyordu. Sadece Tokat’a ait değil, başka yörelerin de yemekleri tanıtılıyordu. Örneğin, Akçaabat hamsi tavası pişerken ve diğer yüzü çevrilirken seyretmek bile çok güzel. Tokat’ta çalıştığım dönemlerde en çok sevdiğim yemek Tokat kebabıydı. Kebabın malzemelerini unutmadım ama pişirme şeklini hiç görmemiştim. Bu fuarda da gözlerim onu aramıştı. Pişirildiği yeri görünce de çok mutlu oldum. Gezimiz bitmişti ama Başkent’teki bu fuarların yenisini görme umuduyla ayrılırken fuarın dışarıdan görünüşünü de resmettik. Toplanan sergiler artık kamyonlara yerleştiriliyordu. Bu yüzden de araçlar Atatürk Kültür Merkezi binasına iyice yanaştırılmıştı. |
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |